HAMDULLAH SUPHİ ANLATIYOR

Hamdullah Suphi Tanrıöver (1885-1966), 1920'de ilk TBMM'ne Antalya milletvekili olarak girdi. Aynı yıl ilk İcrâ Vekilleri Heyeti'nde, maârif vekilliğine getirildi. 1923'de TBMM'ne İstanbul milletvekili olarak katıldı. 1925'te ikinci kez maârif vekilliği vazifesinde bulundu. 1927'de yeniden İstanbul milletvekili seçildi. 1935'te Bükreş büyükelçiliğine tayin olundu. (Ana Britannica, 20/383) Büyükelçilik yaptığı yıllara ait bir hâtırasını şöyle anlatıyor:

"Yugoslavya'nın üç büyük şâirinden birisi Bükreş'te büyükelçi olarak vazife gördü. Sekiz ay uğraştım, onu İstanbul'a getirdim. Kalbinden biraz hasta idi. Maksadım, İstanbul'un güzelliklerin göztererek, eşsiz âbidelerini tanıtıp, sihir ve füsûnu önünde şâirin kalemini memleketimin lehinde kullandırmak, bir şiir yazdırmaktı.

"Bu yabancı şâir ve büyükelçi ile geldiğimiz gibi, Tataresko, Titulesko ile dolaştık. Medeniyetimizin bir şâheseri olan Süleymâniye Câmii'ni beraber ziyaret ettik. Sultan Süleyman'ın türbesini de gezmek arzusuna düştüler. Beraber türbeye yürüdük baktık, kapısı kapalı. On onbir yaşlarındaki çocuklar orada oynuyorlar!.. En kabadayısına yaklaştım: 'Oğlum, acaba türbedârı bulabilir misin?.."dedim. Cevap verdi:'Onu bulmak zordur, isterseniz arayalım' dedi. "Vaziyeti biliyordum, söyleyecek şey bulamadım. Onlar:'Gâliba tâmir var" dediler, fakat iskele yok. Kafamı kurcalıyorum. Kafamı kurcalıyorum, o kadar kurcalıyorum ki, o dakikaya yarayacak bir şey söylemek istiyor, fakat bulamıyordum. Nihayet şunları söyleyebildim:'Bir müddet mâzi ile alâkamızı kesmek istedik, onun için türbeleri kapattık'dedim.

Yabancı diplomat hayretle yüzüme baktı:'Ciddî mi söylüyorsunuz?..' dedi. Cevap verdim: 'Ciddî' dedim.

Şu sözleri söyledi:
"-Tarihi olmayan milletler, tarih huzurunda esâtir, efsâne uydururlar. Sizin ise, büyük bir tarihiniz vardır. Bu tarihi yapanların türbesini nasıl kapatıyorsunuz?"

Hamdullah Suphi Tanrıöver ve Anıları, s. 172-173


Konular