MİSAK-I MİLLÎ HUDUTLARI
"Mîsâk-ı Millî" nedir? Mîsâk-ı Millî; millî and, millî yemin demektir...
Erzurum ye Sivas kongreleri'nde alınmış olan kararların, son Osmanlı Mebûsân Meclisi tarafından kabul edilerek, dünya efkâr-ı umûmuna ilan edilen maddelerinden meydana gelen bir "hayat-hürriyet ve istiklâl" yeminidir.
Asıl adı: "Ahd-i Millî Be-yannâmesi"dir. Osmanlı Devleti'ni paramparça etmek isteyen Batılı düşmanlarımız, çeşitli din, dil, kültür ve ırklardan bir bütünlük içindeki Osmanlı'yı "millî devletler" kurdurarak bölmek, zayıflatmak ve çökertmek istiyorlardı. Bugün de aynı senaryo içindeler.
"Mîsâk-ı Millî"nin ilk maddesi, "vatanın bölünmezliği" prensibini çok açık ve net bir şekilde ifade ediyordu.. "Madde 1. Mondros Mütârekesi'nin imzalandığı 30 Eylül 1918 tarihindeki sınırlar içinde olup, her yerinde Müslüman ekseriyetin bulunduğu Osmanlı, memleketi, ayrılmaz bir bütündür. Burada yaşayan bütün İslâm unsurları, birbirlerine karşılıklı hürmet ve fedakârlıkla bağlı öz kardeştirler." Böyle başladık "Millî Cihâd"a... Boyle hissettik, böyle düşündük ve böyle ifade ettik Osmanlı birliğini ve kardeşliğini...
1957 yılının Mayıs ayında İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi'nin talebe cemiyeti, İstanbul Bayezid'de -şimdi yerinde büyük işhanları olan- Marmara Talebe Lokali'nde bir toplantı tertip eder.
Bu toplantının hatipleri: Hamdullah Suphi Tanrıöver, Fahrettin Altay Paşa ve Yusuf Kemâl Tengirşenktir.
Kürsüye ilk gelen (Lozan'dan önceki Dışişleri Bakanı) Yusuf Kemâl Tengirşenk, konuşmasını tarihî tesbitlere tahsis ederek gençlere şu îkaz ve ifşaatı yapıyor:
"Gençler! Mîsâk-ı Millî tahakkuk etmemiştir. Halep in cenubundan (güneyinden) şarka (doğuya) doğru, bir hatt-ı müstakim (doğru Bir çizgi) çiziniz. İşte! Mîsâk-ı Millî hududumuz (sınırımız) budur! Benden söylemesi...
Hatırınızda bulunsun... (Bu çizgi yaklaşık olarak bugünkü 36. paraleldir.)
29 Ekim 1924 tarihli Brüksel'deki 'Cemiyet-i Akvâm'ın tayin ettiği milletlerarası sınır bu idi."
Araştırmacı-yazar Kadir Mısıroğlu'nun da bu mevzuda fevkalâde mühim bir tesbiti var. Diyor ki: "Halep'in güneyinden geçmesi gereken Nibil Köyü hattı, Osmanlıca yazılışındaki bir nokta ilâvesiyle Kilis'in yakınındaki Tibil Köyü'nden çekilmiştir."
Fazilet Takvimi
Erzurum ye Sivas kongreleri'nde alınmış olan kararların, son Osmanlı Mebûsân Meclisi tarafından kabul edilerek, dünya efkâr-ı umûmuna ilan edilen maddelerinden meydana gelen bir "hayat-hürriyet ve istiklâl" yeminidir.
Asıl adı: "Ahd-i Millî Be-yannâmesi"dir. Osmanlı Devleti'ni paramparça etmek isteyen Batılı düşmanlarımız, çeşitli din, dil, kültür ve ırklardan bir bütünlük içindeki Osmanlı'yı "millî devletler" kurdurarak bölmek, zayıflatmak ve çökertmek istiyorlardı. Bugün de aynı senaryo içindeler.
"Mîsâk-ı Millî"nin ilk maddesi, "vatanın bölünmezliği" prensibini çok açık ve net bir şekilde ifade ediyordu.. "Madde 1. Mondros Mütârekesi'nin imzalandığı 30 Eylül 1918 tarihindeki sınırlar içinde olup, her yerinde Müslüman ekseriyetin bulunduğu Osmanlı, memleketi, ayrılmaz bir bütündür. Burada yaşayan bütün İslâm unsurları, birbirlerine karşılıklı hürmet ve fedakârlıkla bağlı öz kardeştirler." Böyle başladık "Millî Cihâd"a... Boyle hissettik, böyle düşündük ve böyle ifade ettik Osmanlı birliğini ve kardeşliğini...
1957 yılının Mayıs ayında İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi'nin talebe cemiyeti, İstanbul Bayezid'de -şimdi yerinde büyük işhanları olan- Marmara Talebe Lokali'nde bir toplantı tertip eder.
Bu toplantının hatipleri: Hamdullah Suphi Tanrıöver, Fahrettin Altay Paşa ve Yusuf Kemâl Tengirşenktir.
Kürsüye ilk gelen (Lozan'dan önceki Dışişleri Bakanı) Yusuf Kemâl Tengirşenk, konuşmasını tarihî tesbitlere tahsis ederek gençlere şu îkaz ve ifşaatı yapıyor:
"Gençler! Mîsâk-ı Millî tahakkuk etmemiştir. Halep in cenubundan (güneyinden) şarka (doğuya) doğru, bir hatt-ı müstakim (doğru Bir çizgi) çiziniz. İşte! Mîsâk-ı Millî hududumuz (sınırımız) budur! Benden söylemesi...
Hatırınızda bulunsun... (Bu çizgi yaklaşık olarak bugünkü 36. paraleldir.)
29 Ekim 1924 tarihli Brüksel'deki 'Cemiyet-i Akvâm'ın tayin ettiği milletlerarası sınır bu idi."
Araştırmacı-yazar Kadir Mısıroğlu'nun da bu mevzuda fevkalâde mühim bir tesbiti var. Diyor ki: "Halep'in güneyinden geçmesi gereken Nibil Köyü hattı, Osmanlıca yazılışındaki bir nokta ilâvesiyle Kilis'in yakınındaki Tibil Köyü'nden çekilmiştir."
Fazilet Takvimi
Konular
- GENTİLE BELLİNİ KİMDİR?
- ULEMA+ORDU+PÂDİŞAH=OSMANLI DEVLETİ
- Tanzimat Fermanı ve Bazı Gerçekler
- Tanzimat Fermanı ve Bazı Gerçekler
- HAMDULLAH SUPHİ ANLATIYOR
- İSİM İLE MÜSEMMÂ BİR MUALLİM:MUALLİMNÂCİ
- 18 MART ZAFERİNİN BİLİNMEYEN YANLARI
- “NUSRET“ LE GELEN NUSRET
- ABD TAM 70 MİLYON KIZILDERİLİYİ KATLETTİ
- Rahiplerin müslüman avı
- 2100 tarihinde neler olacak işte tahminler
- ÖSYM'NİN YAPTIĞI AÇIKLAMA
- BDDK'dan Basel III için bir adım daha
- Avrupa'da istihdam sorununa çare aranıyor
- Bilim adamları, dişeti hücrelerinden diş üretti
- Necatigil’in kendi sesinden şiirler
- Mikro alemde yolculuk: Nanoteknoloji
- Bosna'nın Bağımsızlığını Kazanması (Mart 1992)
- Kırım'ın Elden Çıkması
- 21.yüzyılın teknolojisi:Biyoteknoloji
- Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın İdamı (25 Aralık 1683)
- Fen ve Teknoloji Dünyasından "Hızlı Trenlerdeki Yeni Gelişmeler"
- Muhteşem Süleyman
- Hücre ve Doku Tutkalı
- Sıfır rakamını kim buldu?
- Alay Beyi Nedir ve Kimlere Denir?
- Fransa'da Endülüs Tarafından Fethedilecekti
- Tarihte İlk Eczane Müslümanlarca Kurulmuştu
- TARSUS:Elektrikle Aydınlanan İlk Şehir
- Selimiye Camii'nin Esrarı