Giritte işler iyice kızışıyor

Bana vergi vereceksin!

“Girit İhtilal Komitesi” Osmanlı yönetimine bir mesaj yolladı. Bu mesajda Yunan yanlısı Ortodoks halkın, Osmanlı devletinden adanın bağımsızlığını tanımasını, kendi yöneticilerini kendi aralarında seçmesini kabul etmesini, otonom yönetime yılda 500 kuruş vergi ödemesini ve yabancı ülkelerin garantörlüğünü kabul etmelerini istiyordu. Osmanlı Devleti bu isteklere cevap vermeyince çeteciler dağlara çıktılar.

Girit adasındaki Türk kuvvetlerinin komutanı İstanbullu Rum Adosidis Paşa idi. Halka yumuşak davranıyordu ve bu davranışıyla ihtilâlcileri etkisiz hale getirdi.

1895 yılında Osmanlı Devleti’nin çeşitli iç ve dış meselelerini fırsat bilen Yunanistan, Girit Rumları’nı Enosis için yeniden ayaklanmaya teşvik etti. Osmanlı Devleti 1895 sonbaharında başlayan ayaklanmayı bastırmakla uğraşırken Yunanistan, ada Ortodokslarının istekleri yerine getirilmediği takdirde Girit’e müdahale edeceğini açıkladı. Osmanlı Devleti’nin ayaklanmayı bastırmak üzere olduğunu gören Batılı devletler de müdahale ederek, Girit için bir reform paketi hazırladılar. Osmanlı Devleti, Batılı devletlerin baskılarına daha fazla direnmeyerek teklifleri 4 Eylül 1896′da kabul etti.

Atina’da hazırlanan “Girit odasının Yunanistan’a bağlanması ” ile ilgili açıklamalar üzerine Osmanlı, duruma el koymuş ve Mahmud Celâleddin Paşa’yı adaya yollamıştır. Paşa, başlangıçta ihtilâlcilere yumuşak davransa da, ihtilâlcilerin kan dökmekten vazgeçmemeleri üzerine sertleşmek zorunda kalmıştır. Olayların tırmandığını gören Yunan Başbakanı Trikupis, Yunanistan’ı muhtemel bir savaşa hazır görmediğinden, Girit ihtilâlcilerini durdurdu.

Yunanlı tarihçi Yorgo Kordatos, “Yunan Tarihi “isimli kitabında bu hükmü şöyle anlatmaktadır: “31 Mayıs 1895′te seçimleri kazanan Deliyanis başbakan olur olmaz, her şeyi bir yana bırakarak ülkenin çok bozuk olan ekonomik durumunu düzeltmek için dış krediler sağlamaya ağırlık verdi.

Bu arada Doğu Anadolu’da Ermenilerin Osmanlı Devleti’ne başkaldırdıktan haberi Atina’ya geldi. Bu haberin duyulmasından 15 gün sonra Girit’teki Ortodokslar yeniden ayaklandılar.”

Ermeniler de ayaklanınca Ermeniler, Berlin Anlaşması’nın 6l. Maddesinden kendilerine pay çıkararak Anadolu’da toprak talebinde bulunuyorlardı. Ermeni ihtilâli, Avrupa’daki Türk düşmanları tarafından bir propaganda konusu haline geldi. Yunanlılar Türkleri dünyaya “barbar caniler” olarak tanıtmaya çalışıyorlardı. 1895′te seçimler yapıldı. Atina, Giritli Ortodoksların yatışmasını istemiyordu.

Bu yüzden Türklere gaileler çıkarmaları için onları kışkırtmayı hızlandırdı. Girit’te dağıtılan Atina çıkışlı bildiriler de, ada halkına “Ermeniler bağımsızlıkları için Türkler’e isyan ettiler, Giritli kardeşlerimiz olarak siz de Türklere karşı savaşıp, onları adanızdan atın ” mesajları veriliyordu. Girit adasındaki Osmanlı kuvvetlerinin genel komutanı olan İstanbullu Rum Karadodori Paşa, adadaki YunanKonsolosu Yennadi’nin Ortodoks halkı isyana teşvik ettiği ortaya çıkınca seçim sonuçlarını iptal etti ve yönetim meclisini kapattı.

7 Mayıs 1896′da Ortodoks halk, Yunanlı ajanların ve papazların kışkırtmalarıyla Türk askerlerine saldırdı. Silahlar patlamaya başlayınca 12 Mayıs’ta bir miting yapıldı. 20 Mayıs’taki miting daha kalabalık idi. Bu mitingde Girit’in Türklerden kurtarılması için “savaş komitesi”nin kurulduğu açıklandı. Komitenin başına Yunanlı General Koreneos getirilmişti. Ayrıca bir de “Giritliler Merkez Komitesi” kuruldu.

Bu komitenin görevi Girit ihtilâlcilerinin propagandasını yapmak ve yardım toplamak idi. Yunanistan’ı himaye eden İngiltere Rusya, Fransa ve diğerleri Girit’te isyanı bastıran Turhan Paşa ve Hasan Paşa’nın Girit’ten geri çekilmesi için baskı yaptılar.

Bu iki paşa Enosisçi âsîlere göz açtırmadıklarından Yunanistan ve Batı ülkelerinin adadaki hesaplarını bozuyorlardı. Baskılar karşısında Sultan Abdülhamid Han, adaya İstanbullu Rum Yorgo Virovitis Paşa’yı tâyin etmek zorunda kaldı. İsyan neredeyse durma noktasındayken Atina ateşi yeniden körükledi ve 27 Mayıs 1896′da Yunan ordusundan çok sayıda subay ve astsubayı “Mina” gemisiyle Girit’e yolladı.