Girit'i uluslararası sorun haline gitirdiler
Girit “Avrupa meselesi” olursa.
Yunanistan’ın bağımsızlığı, Girit’i Yunanistan’a ilhak için çalışanları cesaretlendirdi. 1841 yılında isyan ettiler. 1859 yılında Enosis maksatlı isyan ettiler. Bütün bu isyanların arkasında kışkırtıcı güç olarak Rusya, İngiltere, Fransa ve Yunanistan bulunuyordu.
Bu arada, 1876 yılında İngiltere tarafından yedi adanın Yunanistan’a verilmesinden sonra Enosis hevesleri artan Giritli Ortodokslar Yunanistan, Rusya, İngiltere, Fransa ve diğer Batılı ülkelerden gördükleri para ve silah yardımı ile 1861 yılında yeniden isyan ettiler.
Günümüz Batı ülkelerinin Kıbrıs meselesini “Avrupa meselesi” olarak gösterme çabalarının bir benzeri de Girit olayları esnasında yaşanmış ve dönemin batılı ülkeleri, Girit meselesini bir “Avrupa meselesi “haline getirmişlerdir. Osmanlı aleyhine yazılar yayınlanmış, devletler Osmanlı’yı protesto etmişlerdir.
Bundan cesaret alan Giritli Ortodokslar 16 Ağustos 1866 gecesi Selino kazasındaki bütün Müslümanları (beşiktekiler dahil) katlettiler. Bu katliam karşısında Batı (Bosna ve Kosova’da olduğu gibi) kılını bile kıpırdatmadı. Hıristiyanların meclisi 2 Eylül 1866′da Enosis ilân ederek Yunanistan’ın Girit’i ilhak ettiğini bildirdi.
Girit’te Enosis ilan edildiğinde Batının yalanlarına kanan Osmanlı Devleti, 16 tabur askerini kullanmadı. Osmanlı’nın bu pasif davranışından cesaretlenen Giritli Ortodoks çetecilerin lideri Haçlı Mihail, 12bin kişilik bir kuvvet meydana getirerek Girit’teki Türkler’i katletmeye başladı. Köyleri yakıp yıktı.
Yunanistan, Albay Grivas’ı Kıbrıs’a gönderdiği gibi o tarihte de Albay Koreneos adlı bir gerilla uzmanını ve çok sayıda Yunanlı subayı, gemiler dolusu silah ve cephaneyi de Girit’e yolladı. Giritli Ortodokslar’ın bu katliamı karşısında 60 bin Türk Anadolu’ya göç etti. 50 bin Türk Kandiya kalesine sığındı. Osmanlı ilk önce yumuşak davrandı. Sonra 40 bin asker ile Girit’i takviye etti.
Yunanistan’ın gönüllü, silah ve cephane göndermesini önlemek için Girit’in etrafını donanma ile ablukaya aldı. Sert tedbirler alarak isyanı 1866 yılı içinde bastırdı, ama geç kalmıştı. Türkler çoktan yerlerinden göç etmişti. Yunan kralı, Girit fiyaskosunun faturasını o dönemin başbakanını azlederek kesti ve yerine Kumuduros’u getirdi.
Kumuduros, kurduğu hükümette, Megaloideacı özellikleriyle tanınan politikacılara yer vermiş, ilk icraatı da Giritli çetecilere yardım kampanyası açmak olmuştu.
Bu kampanya çerçevesinde, İstanbul’da yaşayan Rumlar’dan 28 milyon drahmi toplanmış, bu para ile satın alınan silahlar alelacele Yunanlı subaylar nezaretinde Girit’e yollanmıştı.
Yunanistan’ın bağımsızlığı, Girit’i Yunanistan’a ilhak için çalışanları cesaretlendirdi. 1841 yılında isyan ettiler. 1859 yılında Enosis maksatlı isyan ettiler. Bütün bu isyanların arkasında kışkırtıcı güç olarak Rusya, İngiltere, Fransa ve Yunanistan bulunuyordu.
Bu arada, 1876 yılında İngiltere tarafından yedi adanın Yunanistan’a verilmesinden sonra Enosis hevesleri artan Giritli Ortodokslar Yunanistan, Rusya, İngiltere, Fransa ve diğer Batılı ülkelerden gördükleri para ve silah yardımı ile 1861 yılında yeniden isyan ettiler.
Günümüz Batı ülkelerinin Kıbrıs meselesini “Avrupa meselesi” olarak gösterme çabalarının bir benzeri de Girit olayları esnasında yaşanmış ve dönemin batılı ülkeleri, Girit meselesini bir “Avrupa meselesi “haline getirmişlerdir. Osmanlı aleyhine yazılar yayınlanmış, devletler Osmanlı’yı protesto etmişlerdir.
Bundan cesaret alan Giritli Ortodokslar 16 Ağustos 1866 gecesi Selino kazasındaki bütün Müslümanları (beşiktekiler dahil) katlettiler. Bu katliam karşısında Batı (Bosna ve Kosova’da olduğu gibi) kılını bile kıpırdatmadı. Hıristiyanların meclisi 2 Eylül 1866′da Enosis ilân ederek Yunanistan’ın Girit’i ilhak ettiğini bildirdi.
Girit’te Enosis ilan edildiğinde Batının yalanlarına kanan Osmanlı Devleti, 16 tabur askerini kullanmadı. Osmanlı’nın bu pasif davranışından cesaretlenen Giritli Ortodoks çetecilerin lideri Haçlı Mihail, 12bin kişilik bir kuvvet meydana getirerek Girit’teki Türkler’i katletmeye başladı. Köyleri yakıp yıktı.
Yunanistan, Albay Grivas’ı Kıbrıs’a gönderdiği gibi o tarihte de Albay Koreneos adlı bir gerilla uzmanını ve çok sayıda Yunanlı subayı, gemiler dolusu silah ve cephaneyi de Girit’e yolladı. Giritli Ortodokslar’ın bu katliamı karşısında 60 bin Türk Anadolu’ya göç etti. 50 bin Türk Kandiya kalesine sığındı. Osmanlı ilk önce yumuşak davrandı. Sonra 40 bin asker ile Girit’i takviye etti.
Yunanistan’ın gönüllü, silah ve cephane göndermesini önlemek için Girit’in etrafını donanma ile ablukaya aldı. Sert tedbirler alarak isyanı 1866 yılı içinde bastırdı, ama geç kalmıştı. Türkler çoktan yerlerinden göç etmişti. Yunan kralı, Girit fiyaskosunun faturasını o dönemin başbakanını azlederek kesti ve yerine Kumuduros’u getirdi.
Kumuduros, kurduğu hükümette, Megaloideacı özellikleriyle tanınan politikacılara yer vermiş, ilk icraatı da Giritli çetecilere yardım kampanyası açmak olmuştu.
Bu kampanya çerçevesinde, İstanbul’da yaşayan Rumlar’dan 28 milyon drahmi toplanmış, bu para ile satın alınan silahlar alelacele Yunanlı subaylar nezaretinde Girit’e yollanmıştı.
Giriti Nasıl Kaybettik
- Girit Adasında ilk hareketlilikler
- Yabancı ülkelerin girit desteği
- Giritte türklere din değiştirme baskısı
- Girit'i uluslararası sorun haline gitirdiler
- Girit'in özerkliği
- Fransa'nın girit baskısı
- Giritte işler iyice kızışıyor
- Enosis yolunda
- İstersem Osmanlı’yı yer yüzünden silerim
- Yunan Devleti batağa batmıştı
- Yunanistan’ın deli gömleğine ihtiyacı var
- Ve Girit elden çıkıyor