1000 Yıllık Kayıp Mirasımızı Keşfetmek: 1001 İcat

İspanya’dan Japonya’ya kadar uzanan geniş bir coğrafya içerisinde yer alan İslam dünyasının bin beş yüz yıllık medeniyet tarihinin yeterince tanınmıyor olması, son derece esef vericidir. Daha da esef verici olanı ise, bu parlak medeniyete ait icat ve katkıların neler olduğu gerçeklerini, bu medeniyetin dışında olan ilim insanları tarafından ifade edilmesidir. Pek çoğu iyi niyetle yazılmış olan ve medeniyetimize ait ilmî faaliyetleri ifade eden bu eserlerde hatalar ve eksiklikler bulunmaktadır. Ancak son on yıl içinde bu konuda, özellikle İslam dünyasında birçok önemli çalışmanın olduğunu görmek sevindiricidir. Bu çalışmalar arasında hiç şüphesiz öncü rolü oynayanlardan biri 1001 Inventions: Muslim Heritage in our World isimli, bu yazımıza konu olan eserdir.

İngilizce olarak 2006 yılında yayınlanan bu eser, yakın zamanda 1001 İcat: Dünyamızda İslam Mirası ismiyle Türkçeye çevrilmiştir. Kitabın İngilizceden sonra ilk olarak Türkçeye çevrilmesi, çalışmaya Türkiye içinde gösterilen büyük ilgiyi göstermesi açısından büyük önem taşımaktadır. Türkçe yardımcı editörlüğü tarafımızdan yapılan söz konusu eserin hem İngilizcesinin hem de Türkçesinin kısa zamanda çok miktarda satmasının arkasında incelenen konular üzerine toplumumuzda büyük bir öğrenme isteğinin yattığını görmek sevindiricidir. Kitabın İngilizce olarak yayınlanmasından sonra hemen hemen her hafta bir kitabevi veyahut şahıs, kitabı Türkçeye kazandırmak için bizimle irtibata geçmiştir. Bu büyük talep, nihayet bu sene hayata geçirilmiş ve kitap, 18 Ağustos 2010 yılında Sultanahmet Meydanı’nda açılan “1001 İcat Sergisi”yle aynı günde Türk okurların beğenisine sunulmuştur.

“1001 İcat Sergisi”nin açık kaldığı süre içinde kitap ile ilgili pek çok olumlu eleştiri alınmış ve çok sayıda kopyası da sergi esnasında tüketilmiştir.

Peki söz konusu eseri, pek çok kitap arasında bu kadar önemli kılan neydi?

Öncelikle kitap, şimdiye kadar batı merkezli bakış açısının bir uzantısı ile “karanlık çağ” olarak adlandırılan dönemin İslam Dünyası için aslında “Altın Çağ” olduğu gerçeğini okurlara sunmaktadır. Kitabı en önemli hale getiren ise, bilgilerin güvenilir kaynaklara dayanarak, düzenli bir şekilde ortaya konmuş olmasıdır. Eser, İslam dünyasının bilim, teknoloji ve tıp alanlarında dünya medeniyetine yaptığı katkıları ele almakta ve genel medeniyet tarihi için yeni bir bakış açısı getirmektedir. 1001 İcat: Dünyamızda İslam Mirası, bin yıllık kayıp tarihi ortaya çıkarmakta ve dünya medeniyet tarihinde İslam bilim adamlarının oynadığı önemli rolü gözler önüne sermektedir.

Muhtevası yedi bölümden oluşan eserin genel yapısı, evdeki en küçük unsurdan en uzaktaki galaksiye kadar adım adım İslam medeniyeti dairesinde yer alan bilim insanlarının dünyaya katkılarını ele alacak şekilde kurgulanmıştır. Evdeki kahveden, halıdan ve satranç tahtasından sokakların aydınlatılmasına, mekanik saatlerin ve aletlerin icadına, oradan matematik, kimya, fizik gibi konularda yapılan yeni çalışmalar ve sonuçlar incelenmiştir. Yine eserde, çarşı - pazar alışverişinden; hastahanelerdeki tedavi şekillerindeki yeniliklere, icad edilen cerrahi aletlere; şehir tasarımı ile dünyanın ilk detaylı haritalarına ve oradan uzayın derinliklerinde olup bitenleri detaylı bir şekilde inceleyebilecek mükemmel donanımlı rasathanelere kadar pek çok konu ele alınmaktadır. Bütün bu bilinmeyen konular, bir arada, son derece sade ve anlaşılır, özenli anlatım ile ele alınmaktadır.

Kitapta incelenen konuların bir kısmı hakkında bazı bilgiler zaten biliniyor gibi görülebilir. Mesela dünya tarihinin gelmiş geçmiş en büyük dahi mimarlarından olan Mimar Sinan hakkında ülkemizde yetersiz de olsa bazı çalışmalar bulunmaktadır. Ancak Sinan’ın İngiltere’nin en büyük mimarı olan Christopher Wren’e ilham verdiği ve kendisinin başta Sinan’ın eserleri olmak üzere, İslam mimarisinden çok etkilendiği bilgilerini ilk defa bu eserde bulmak mümkündür.

Eserde pek çok bilim insanından bahis vardır. İslam medeniyeti içerisinde erkekler kadar hanımların da önemli ilmî faaliyetler yaptığı gerçeği ile Müslüman asıllı bilim insanları kadar aralarında Hıristiyan, Yahudi, Sabiî vb. pek çok gayr-i Müslim bilim insanlarının da bulunduğu ve bunların Darülhikme ve Beytülhikme gibi ilim merkezlerinde ahenk içerisinde yan yana çalıştıkları gerçeği ne yazık ki pek bilinmez. Bu husus, İslam medeniyetinin ne kadar geniş, kapsayıcı bir mozaik yapıya sahip olduğunu göstermesi açısından son derece mühimdir. Böylelikle kitapta öne çıkan hususlardan biri, İslam medeniyetinin çok geniş bir ilmî renkliliğe sahip olduğu gerçeğidir.

Bu bilim insanlarının yanı sıra bizim dikkatimizi çeken diğer bir mühim husus da, kitapta değinilen bilim insanlarının arasında Türkiye’den çok sayıda ismin bulunması ve bunların dünya medeniyetine son derece mühim katkılarının olduğunun ifade edilmesidir. Az önce bahsettiğimiz Mimar Sinan, hayatı boyunca dört yüz yetmiş yedi adet eser yapmış ve başta İslam dünyası olmak üzere tüm dünya mimarlarına çok önemli mesajlar vermiştir.

Mimar Sinan’ın yanı sıra altı silindirli pompayı ve çok sayıda astronomi gözlem aracını icad eden, İstanbul’da İslam medeniyetinin en büyük gözlemevlerinden birisini kuran Takiyüddin Rasid; cerrahi aletler ve müdahaleler konusunda en esaslı eserlerden birisini yazan tıp dehası Amasyalı Şerefeddin Sabuncuoğlu, çok sayıda otomatik aletin mucidi olan Diyarbakır ve Mardin’de yaşamış Cizreli İsmail Rezzaz el-Cezeri, ilk dünya haritalarından birisini çizen Kaşgarlı Mahmud, en detaylı ilk dünya haritasını çizen Pîrî Reis, kendi yaptığı kanatlarla İstanbul boğazını geçen Hezarfen Ahmed Çelebi ile aynı yıllarda barutlu roketle ilk uçuş denemesini yapan Lâgarî Hasan Çelebi gibi isimlerin bu eserde yer alması, Türk insanının kitabı okuması ve bilgi dağarcığında depolaması için fazlasıyla yeterlidir.

Kitabın yazımında, başta Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, Prof. Dr. Nil Sarı, Prof. Dr. Alparslan Açıkgenç vb. Türkiye’den saygıdeğer ilim insanlarının katkısının olduğu bu eser, Prof. Salim Al-Hassani editörlüğünde, dünyanın pek çok meşhur üniversitesinde, sahasında uzman hocaların titizlikle hazırladığı bir çalışmadır.

Eserde metin ile bağlantılı çok sayıda görsel malzemenin ustalıkla kullanılması, konuların daha kolay ve akılda kalacak şekilde anlaşılmasını temin etmektedir. Tarihi minyatürlerden, üç boyutlu çizimlere ve kitap için özel hazırlanmış yeni çizimlere kadar pek çok görsel malzeme, bilim tarihine yabancı kimselere de konuyu kolayca anlama rahatlığını sunmaktadır.

Son olarak eser, “tarih” deyince bize sadece savaşlardan bahsetmenin yanlışlığını da göstermektedir. 1001 İcat: Dünyamızda İslam Mirası, tarihimiz itibariyle sadece savaşı konu etmenin doğru olmadığını, savaşların var olmasına karşın, esasen medeniyet manasında geçmişte övünebileceğimiz çok önemli ilmi faaliyetlerin yapıldığı gerçeğinin altını çizmektedir. Kitap, sayılan sebeplerle son derece mühimdir.

Bize öğretilen kanlı olaylar, tarihin bir yüzünü anlatmakla birlikte ebrudan, kahveye; otomatik aletlerden rasathanelere kadar uzanan çok geniş bir kültür ve medeniyet tarihi ise tarihin esas ve kalıcı yüzünü göstermektedir. Bu açıdan, eserin insanlarımız tarafından mutlaka okunması ve tarihin günümüze kadar uzanan gerçek yüzünün görülmesi elbette faydalı olacaktır. Özellikle ortaokul, lise ve üniversitelerde okuyan bütün gençlerin eseri mutlaka okuması gerekir. Bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığına çok büyük bir görev düşmektedir. Ümit ediyorum burada vermeye çalıştığımız mesaj, doğru yerlerdeki ilgililere ulaşır ve gereği en yakın zamanda yerine getirilir.

Bin yıllık kayıp tarihimizi keşfetmek için 1001 İcat: Dünyamızda İslam Mirası, en kolay ulaşabileceğiniz gerçek bir eğitim hazinesidir.

Salim Aydüz


Konular